Gerçek zaman teknolojisi tekniğine yakın bu formüller, iş akışını üç şekilde verimli hale getiriyor. Bu üç gerçek zamanlı çekim tekniğine yakın formülle, çekimlerinizi geleceğe taşıyın.

Teknoloji, sürekli değişim içerisinde olan bir disiplindir. En son gelişmelere ayak uydurduğunuz anda bambaşka bir yenilikle karşılaşmanız muhtemeldir.

Şikayet ettiğimizden değil ancak, bu gelişmeler, kaliteli ürün taleplerinin arttığı ve teslim tarihlerinin sıkılaştırıldığı günümüz dünyasında daha iyi ve daha verimli çalışma yollarını da beraberinde getirmektedir.

Bu iyileştirmelerin çoğuna gerçek zaman ve sanal prodüksiyon teknolojisi öncülük etmektedir. Her ikisi de The Mandalorian gibi yüksek profilli yapımlarda kullanılıyor ve kapasiteleri gün geçtikçe daha da genişlemekte. Dolayısıyla, en son gelişmelerden biri olan near real-time (yakın gerçek zaman (NRT)) teknolojisinin bu iki alandan doğmasının şaşırtıcı olmadığı söylenebilir.

NRT, çekim sırasında montaja canlı olarak başlama süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu teknoloji sayesinde kamera meta verilerini ve lens bilgilerini kullanan ekip görevlisi, yönetmen ‘Kes!’ dedikten hemen sonra görsel efekt (VFX) çalışmalarına başlayabilir.

Bu terim, on çekimleri kontrol etmek isteyen ve son VFX’i görmek için montajı beklemek istemeyen film yönetmeninin merakını gidermek için öne sürülmüştü ve ikinci Dünya Savaşı’ndaki İtalyan denizaltı komutanının gerçek hikayesini konu alan bir film olan Comandante‘nin yapımı sırasında ortaya çıkmıştı.

Temel olarak baktığımızda bu teknik, gerçek zamanlı çalışma şeklimizi değiştirerek, film yönetmenlerine çekimler sırasında daha güvenli hissetmesini sağlayarak ve sanal prodüksiyonun sınırlarını her zamankinden daha fazla zorlamalarına yardımcı olacaktı. Ancak, ortaya çıkan bu tekniğin nüansları nelerdi ve iş hayatımızı nasıl iyileştirecekti?

İşte çalışma şeklimizi değiştirecek, near real-time çekim tekniği için üç önemli formül:

Çekimleri Daha İyi Görselleştirme

Yüksek kaliteli görseller yaratmak, her yönetmenin yapması gerekenlerin başında yer alır. Tarz veya tür ne olursa olsun, çalışmalarının görsel olarak mümkün olduğunca güzel görünmesini isterler. Comandante de farklı değildi. Yönetmen montaja kadar beklemeden işi görmek istiyordu ve eğer imkanlar izin verilirse, filmden yüksek bir kalite elde etmek için gerçek bir denizaltı ve tamamen pratik efektler kullanma niyetindeydi. Ancak bu tam olarak mümkün değildi.

İlk olarak, filmi çekmek için herkesi okyanusun ortasına götürmek fiziksel olarak pratik değildi. Mavi veya yeşil ekranlar, çekim sırasında yansımaların hatasız görünmesi gerektiği için ve ekran bunların yakalanmasına izin vermediği için kullanılamadı. Yüksek çözünürlüklü LED ekranlar, büyük su depolarıyla kullanılamayacakları ve ihtiyaç duyulan tüm unsurları gerçek zamanlı olarak çekemeyecekleri için kabul edilmedi.

İrlandalı stüdyo Hi-Res, Cooke Optics ve 80six’in yanı sıra Foundry’deki ekiple birlikte çalışarak, düşük çözünürlüklü LED ekranların kullanılabileceğine karar verdi. Bunlar, yalnızca çekimleri gerçekçi kılmak için gereken entegre ışığı ve yansımaları yakalamakla kalmıyor, aynı zamanda gerçek zamanlı öğeler için de kullanılabiliyordu. Daha düşük çözünürlüklü LED ekran, yüksek çözünürlüklü emsallerinden daha ucuz olduğu için bütçe üzerinde de büyük bir kolaylığa sahipti. Aslında bu şey gelecekte, yönetmenlerin bir servet harcamadan düşük çözünürlüklü panellerin büyük

hacimlerini oluşturup kullanabilecekleri için prodüksiyonda muhtemelen daha fazla kullanılacak da bir şeydi.

Ancak daha düşük çözünürlüklü LED ekranlar, çekimlerin kalitesine ve görselleştirilmesine ne kadar yardımcı olabilirdi?

Çekimler sırasında, tüm kamera meta verileri ve lens bilgileri kaydedildi ve Unreal’e aktarıldı. Bu veriler daha sonra Foundry’nin birleştirme aracı olan Nuke’ye aktarıldı. Oradan da, ekip sette montaja başladı ve birleştirmeye başlamak için UnrealReader ağını ve CopyCat’i kullandılar.

UnrealReader aracı, yönetmenlerin arka planı yüksek kalitede yeniden oluşturmalarını sağlayarak yukarıda belirtilen daha yüksek çözünürlüklü LED duvarlara olan ihtiyacı

ortadan kaldırdı. Yüksek çözünürlüklü çekimler yaptıktan sonra, LED duvarını aktörlerden ayırmak için makine öğrenimini kullanan Nuke’un CopyCat aracını kullanarak sanal ve fiziksel olanı birleştirdiler. Sonunda yönetmen hangi çekimlerin işe yarayıp hangilerinin işe yaramayacağının kararını verebildi. Çkeimin tüm VFX öğeleriyle nasıl görüneceğini görebilmek, yönetmenin nihai ürünü gözünde canlandırmasını sağladı. Bu sayede prodüksiyon ekibi, gerekirse sahneyi yeniden çekebilir, ayarlayabilir veya gördüklerine göre bir sonraki plana geçebilirdi.

Meta Verileri Daha İyi Kullanma

Meta veriler, sinema için modern iş akışlarında oldukça önemli bir yere sahiptirler ancak genellikle prodüksiyon sürecinde kaybolurlar. Birçok film yönetmeni, özellikle modern lenslerde, doğru bir şekilde depolandığında zamandan tasarruf eden, aynı zamanda paradan tasarruf eden ve görsel efekt çalışması için bir sahnenin optiğinin tersine mühendisliğini kolaylaştıran meta verilerin önemini hafife alıyor.

Doğru lens meta verilerine ve lens haritalarına sahip olduğunuzda, film yönetmenlerine bir lensin bozulma parametrelerini verirken VFX’lerini bitirme konusunda bir adım önde başlamalarını sağlarsınız. Bu nedenle meta veriler, Comandante’nin çekimlerinin önemli bir bileşeniydi.

Bir lens üretim şirketi olan Cooke, ürettikleri her lensi, lensteki her ışını piksel doğruluğunda ölçen özel bir makinede deneysel yöntemler ölçmek için bir program başlattı. Comandante’yi çekmek için bir Cooke lensi, özellikle de bir anamorfik 40mil lensi kullanıldı ve ekip anamorfik kompozisyonları makul bir süre içinde bir araya getirebildiği için büyük bir fark yarattı. Bu, Unreal ve Nuke uygulamasının yanı sıra, yaşanan bir aksilik sonucunda kaybolabilecek tüm verilerin kaydedilmesini ve başlangıç için kullanılmasını sağladı.

Meta verilerden bahsettiğimizde, onu çevreleyen bazı zorlukları da hesaba katmak oldukça önemlidir. Meta veriler, yalnızca NRT aracılığıyla değil, montaja kadar tüm veri hattı boyunca aktarılabilir bir şekilde izlenmeli ve saklanmalıdır. Sektörde meta verilerin kaydedilmesinin standart bir yolu yoktur ve bu nedenle genellikle çekimler boyunca kaybolur. Yakın gerçek zamanlı bir çekim için ihtiyaç duyulan şey, tüm meta

verilerin verimli bir şekilde izlenmesini ve saklanmasını sağlamaktır, çünkü VFX öğelerini getirmek ve yönetmene işi gerçek olarak göstermek için bu bilgilere sahip olmak çok önemlidir.

Tüm bunların yanı sıra, Cooke gibi daha iyi lens meta verileri için baskı yapan ve NRT’nin kapasitesinden tam olarak yararlanan şirketlerle birlikte çalışmak, lens meta verilerinin gelecekte daha verimli şekilde kullanılmasına yol açacaktır.

Doğrusal Olmayan Prodüksiyon (üretim)

Özellikle gerçek zaman ve sanal prodüksiyon teknolojisi söz konusu olduğunda var olan prodüksiyon hattının yeniden şekillenmesi çok da yeni bir şey değildir. Bu çizgi yavaş yavaş gelenekselden saparken daha dairesel ve işbirlikçi bir çalışma biçimine doğru ilerlemekte. Dolayısıyla, bu değişimde gerçek zamanın da rol oynaması aslında şaşırtıcı değil diyebiliriz.

NRT ile çekim, bir çekim kaydedildikten hemen sonra sette gerçekleşir. Bu, çekim hattındaki son aşama olarak görülmez, tam tersine film kaydı alınırken gerçekleşir. Montaj, isterseniz ana fotoğrafçılığa başladığınız anda başlayabilir ve bir şeyler çekme şekliniz hakkında bilgi verebilir. Film yönetmenleri, filmlerinin nasıl görüneceğini bilmek için çekimlerin sonrasını beklemek yerine resmin tamamını görebilirler.

Orada da durmak zorunda değil. Bir kamera içi kompozisyon nihai hedefiniz olmamalı. Bu, her zaman olduğu gibi, sürecin orta noktasıdır ve ihtiyacınız olduğu sürece montaja devam edebilirsiniz. Bu, bazı çekimleri çekim gününde, bazılarını birkaç gün içinde, bazılarını ise haftalar sonra yönetmenin kurgusunun sonunda bitirebileceğiniz anlamına geliyor.

Bu yeni döngüsel çalışma yönteminin güzel yönlerinden biri de, üretim sürecinin uzunluğunu da değiştirmek zorunda olmaması. Bu hala ‘geleneksel’ bir süre olabilir, çünkü çekimin başında yapım etkili bir şekilde başladığında ve çekimi tamamladığınızda, sette gerçek zaman teknolojisiyle yapılan çalışma nedeniyle neredeyse yönetmenin kurgusunu yapmış oluyorsunuz. Çekim etkili bir şekilde

yayınlanmaya başladığında ve çekimi tamamladığınızda yönetmenin gerçek zaman çekimi bittiğinde hemen hemen onun kurgusunu yapmış sayılırsınız.

Geleceğe, Gerçek Zamanlı Çekim Teknolojisiyle Geçiş Yapmak

Yakın gerçek zaman teknolojisi, film yönetmenlerine esnek ve etkileşimli bir çalışma yöntemi sunar ve yönetmenlerin çekim sırasında bilinçli kararlar vermelerine olanak tanır. NRT hala gelişmesi gereken yeni bir çalışma yöntemidir ve geliştirmenin çok erken aşamalarında olsa da, tekniğin gelecekte nasıl kullanılacağını görmekten heyecan duyuyoruz.

Yeni teknolojiler tarafından desteklenen iş akışlarının sürekli gelişimi ile, yakın gerçek zaman teknolojisi gibi yaşanan gelişmeler, çalışma şeklimizi aşamalı olarak değiştirecek, iyileştirecek ve sonuçta prodüksiyon ekibinin daha verimli bir şekilde çalışmasına yol açacaktır.

Bu Makale Modo, Nuke ve Katana gibi programların yapımcısı olan Foundry aracılığı ile yayınlanmıştır.

Daha fazla oku:

• Blender ile Büyüleyici bir Karma Sinema Deneyimi “I Lost My Body”
• Işık ve Renge Göre Sinematik Yaklaşım Nasıl Olmalı?
• 3DMadMax YT Kanalından Oyun Geliştirme, Animasyon ve CGI Öğrenin